Yangın İlk çağlardan günümüze insan hayatında her yerde karşılaşılabilecek bir risk olarak yer almaktadır. Her yıl yüzlerce ölüm ve milyonlarca liralık ekonomik kayba neden olmaktadır Yaşanan felaketler, yangın güvenliğinin nihai amacının can ve mal kayıplarının en aza indirilmesi olduğunu göstermektedir. Günümüzde üretim ve teknolojideki gelişmeler beraberinde yeni riskleri getirmekte, değişen teknolojilerin getirdiği sistemler, alınması gereken yangın güvenlik önlemlerini de farklılaştırmaktadır.
Ülkemizde Yangın güvenliği ile ilgili gelinen noktaya baktığımızda maalesef ki yeterli düzeyde olduğumuzu söyleyemeyiz. Şöyle ki toplumda ‘’yangın güvenliği’’ bilincinin oluşmaması en önemli handikaplardan bir tanesidir.
Konuyla ilgili küçük bir örnek verecek olursak ; iş yerinde bulundurma zorunluluğu olan 1 adet 6 kg yangın söndürme cihazını almamak için, hizmet almadan yani cihazı satın almadan KDV sini ödeyelim fatura verebilirmisiniz gibi hukuk dışı mantık dışı taleplerle gelen müşteriler bile vardır.
Daha önce cihazı temin etmiş birinden aldığı cihazın dolum bakımını yaptırıp faturalandırıp cihazı denetime geldiklerinde komşusundan aldığı bakımını yaptırdığı cihazı göstermelik olarak denetimdekilere gösteren; hatta bu tür hukuk dışı taleplerle gelip bu konuda ısrar eden bürokraside tanıdıkları olduğunu, faturayı aldıktan sonraki kısmın önemli olmadığını dile getiren sadece belediyenin kendisinden iş yeri açma ruhsatı için istediği 1 adet 6 kg cihazın fatura fotokopisini vermesinin yeterli olduğunu beyan etmektedirler.
Kendisinin can güvenliği için gerekli olan bir ürün üzerinde çok çirkin boyutlara gelebilen taleplerle karşılaştığımız toplumumuzun en büyük yaralarından olan işlerimizi kurallara mevzuatlara göre değil de bürokrasideki tanıdıklarımız yoluyla kağıt üzerinde formaliteden çözmeye alışkın zihniyette olan insanların bulunduğu bir toplumda bu hizmeti sunmak oldukça zordur.
Ülkemizde konuya mevzuatlar açısından baktığımızda ,6331 sayılı iş güvenliği yasasıyla önemli bir adım atıldığı söylenebilir ancak yangın güvenliği ile ilgili yasaların yönetmeliklerin ve standartların eksikliği hem hizmet sunan sektör temsilcileri açısından hem de tüketiciler açısından ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Tüketicilerin de ürünler hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması Kötü niyetli insanların sektörde barınmasına sebep olmakta ve sektöre olan güveni zedeleyici itibarını düşürücü sonuçlara yol açabilmektedir. Öncelikle bu konudaki hukuksal düzenlemelerin yapılması ve en önemlisi uygulanabilirliğinin ve uygulamada birliğin sağlanması gerekmektedir.Yasaları kuralları oluşturmak yetmez bu standartların kuralların uygulanabilirliğinin ve uygulamada birliğin sağlanması gerekmektedir. Ülkemizde bu konuda da durum pek iç açıcı değildir .
Bu açıdan Yangın güvenlik sektörüne baktığımızda önümüze çıkan birkaç önemli nokta vardır.
- Sektörde faaliyet gösteren firmaların standartlara uygun olarak akredite edilmesi.
- Sektördeki firmaların bir birlik –oda v.b. olarak bir araya getirilebilmesi.
- Sektörde çalışanların ulusal – uluslararası standartlara uygun akredite olarak eğitilmesi.
- Son kullanıcıların bilgi ve bilinçlendirilmesi
Sektördeki firmaların Akreditasyonu ; Sektör firmaları gerek TSE gerekse Avrupa standartlarına eşdeğer bir akreditasyona sahip olmaları için gerekli - varolan standartlara uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple tüm firmaların TSE tarafından yayınlanan standartlara uygun hale getirilmesinin uygulama ve denetlenmesinin yapılması gerekmektedir. Bu sorumlu ve paydaş kamu kurumlarının uyumlu ve eşzamanlı çalışması sonucunda gerçekleşebilir. İş güvenliği yasası gereği son yıllarda bu konuda ciddi bir gelişme sağlanmıştır. Denetimler artmış ve bu ivme ile beraber firmalarda TSE akreditasyon oranı artmıştır.
Sektördeki firmalara arasında bir birlik oluşturmak ;İşte tam bu noktada, yangın güvenliği ile ilgili ürünleri temin eden bu alanda hizmet veren sektör temsilcilerinin , sunduğu hizmetin aslında para kazanmaktan öte insanların can güvenliğini emanet aldığının bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmesi gerekmektedir.
Bu amaca büyük bir katkıda bulunacağımızı öngörerek , sektörün iç ve dış piyasada gelişmesini sağlayacak uluslararası hukuki mevzuatların ve teknolojik gelişmelerin araştırılıp , ülkemizde bu konuda gerek hukuki mevzuatın gerek uygulamanın uluslararası mevzuata ve uygulamaya eşdeğer düzeye getirecek düzenlemelerin yapılmasına , mevzuat ve uygulamada birliğin sağlanmasına katkıda bulunacak çözümler üretebilmek amacıyla Türkiye’de bir yangın sektörü meslek odasının kurulması gerekliliği ciddi bir biçimde ortay çıkmaktadır.
Sektör çalışanlarının eğitimi ; Portatif yangın söndürme cihazlarının dolum bakım ve muayenesi TS İSO 11602-2 standardına göre yapılmaktadır. Standartda muayene bakım ve dolum ile ilgili olarak madde ‘’4.2.1 Söndürücüler, kullanılmak üzere bulunacakları yere konuldukları zaman ve daha sonra yaklaşık 30 günlük aralarla kontrol edilmelidir. Söndürücüler gerekli hallerde daha sık aralıklarda kontrol edilmelidir Madde 4.3.1 a) Yılda bir kezden daha fazla olmayan, ancak 6 aydan da daha az olmayan aralıklarla bakım işlemi’’ yapılmalıdır. Standardın 4.4.1 maddesi ise ‘’Tekrar doldurulabilir tipteki bütün yangın söndürücüler kullanımdan sonra veya bir muayene veya bakım kusuru bulunduğunda yeniden doldurulmalıdır.’’demektedir.
Konuyla ilgili ‘Binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik 99/7 maddesinde bahsi geçen standarda atıf yapmakla birlikte cihazların 4 yılda bir doldurulması gerektiğini belirtmektedir.’’Ancak Cihazın içerisinde bulunan söndürme maddesinin depolama saklama koşullarıyla ilgili ekte sunulan belgede de belirtildiği gibi ortamın sıcaklık ve nem oranından vb sebeplerden etkilenebilmekte fiziksel olarak bozulmaya uğrayabilmektedir.
Binalarda ve gerektiğinde açık alanlarda bulundurulan yangın söndürme cihazları farklı ortam sıcaklığı ve nem oranına maruz kalabilmekte fiziksel olarak 4 yıl dayanamayabilmektedir.
Kaldı ki TS İSO 11602-2 standardı. 4.4.1 maddesi ‘’Tekrar doldurulabilir tipteki bütün yangın söndürücüler kullanımdan sonra veya bir muayene veya bakım kusuru bulunduğunda yeniden doldurulmalıdır.’’diyerek muayene ve bakım sırasında yeniden doldurulmasına karar vermeyi cihazın imalatçısına yada servis yetkilisine bırakmaktadır.
En temel insan haklarından biri olan anayasanın 17. Maddesinde düzenlenen ‘’yaşama hakkını’’ tehlikeye düşürecek bir durumun söz konusu olabileceği ‘Yangın Güvenliği alanında yapılan çalışmalarda en önemli unsur doğru güvenilir tedbirlerin alınması ve bu tedbirlerin azami düzeyde tutulmasıdır. Alınan önlemler ne kadar sağlıklı güvenilir ve azami düzeyde olursa ve kurulan sistem zamanında çalışırsa can kaybı en aza indirilebilir Yaşanan felaketler , yangın güvenliğinin nihai amacının can ve mal kayıplarının en aza indirilmesi olduğunu göstermektedir.
Uluslararası standart olan TS İSO 11602-2 ile binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik arasındaki çelişki sebebiyle uygulamada birlik sağlanabilmiş değildir Bazı firmalar 4 yılda bir dolum yaparken bazıları 2 yılda bir yapmaktadır.
Periyodik olarak yapılması gereken bakımların dolum tesisinde ve nasıl yapılması gerektiği standartta ayrıntılı olarak belirtilmiş olmasına rağmen binaların yangından korunması hakkında Yönetmelikte Yangın söndürme cihazlarının periyodik kontrolü ve bakımı TS ISO 11602-2 standardına göre yapılır diyerek hem standarda atıf yapmakta hem de ‘’Söndürme cihazlarının standartlarda belirtilen hususlar doğrultusunda yılda bir kez yerinde genel kontrolleri yapılır ve dördüncü yılın sonunda içindeki söndürme maddeleri yenilenerek hidrostatik testleri yapılır’’diyerek Uluslaraarası standartla çelişmektedir.
Bunun yanı sıra tüketicinin maliyetlere katlanmak istememesi ve konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması ,sektörde yaşanan bölünme müşteriyi her ne şekilde olursa olsun kapma hırsı 4 yıl garanti verilen cihazların bu kadar uzun süre sadece yerinde kontrolleri ile yetinilmesi hatta hiç kontrol edilmemesi boyutuna varmıştır.
Daha da ötesi dolum tesisine gitmeden sadece etiketleri değiştirilerek maliyetlerin altında verilen hizmetler hizmet kalitesini düşürmektedir.
Zaten toplumda gereksiz bir maliyet olarak görülen cihazlar için maliyeti ucuz hizmete yönelme eğilimi ,sektör temsilcilerinin birlik ve bilinçli şekilde hareket etmemesi mesleki eğitimin olmaması kötü niyetli ya da işin önemini kavrayamamış nasıl yapılması gerektiğini bilmeyen ya da ustasından gördüğü kadarını uygulayan bilmeden ya da bilerek yanlış yapan insanların olduğu bir sektör haline gelmiştir.
Önce kuralların düzenlenmesi ve kuralların standartların herkesin anlayacağı haliyle somutlaştırılması gereken bir eğitim programı gerekmektedir. Standartlar teknik bir dille yazılmış olmanın ötesinde madde başlığı ve maddenin içeriği farklılık göstermektedir. Şöyle ki TS İSO 11602-2 Standardının EK A maddesi kullanıcıların söndürücü kullanımındaki yeterliliği başlığını taşımaktadır Ancak maddenin içeriğinde anlatılan ise atölye de çalışanların yeterliliğidir.
Bir mesleki eğitimi kuralları oturmamış bir sektörde yapılan denetimlerde toplatılan cihazlara uygulanan performans deneyleri sıradan bir kullanıcının söndürmesi gereken yangını profesyonel operatör yardımıyla bile söndürmek mümkün olmamaktadır.
Mesleki eğitimin önemi yada standardın farklı mı yorumladığı gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır .Ülkemizde Hiç kimsenin ilgilenmediği iyileştirme çabalarının kağıt üzerinde kaldığı can güvenliğinin söz konusu olduğu bu kadar önemli bir alanda artık somutlaştırılması gereken adımların atılması daha kötü sonuçlar doğurmadan kangren olmuş bu alandaki sorunlara çözümlerin üretilmesi önem arz etmektedir
Sektörün mesleki bir eğitiminin bulunmaması hizmet kalitesini düşürmekte ve sektörün gelişmesini uzmanlaşmayı engellemekte, Kötü niyetli insanların barınması mümkün olan , bunun yanı sıra gerçekten iyi niyetli çalışmasına ve çabalamasına rağmen işin bir mesleki eğitimi olmaması sebebiyle işini yanlış yapan kişilerin bulunduğu itibarını kaybetmiş bir sektör haline gelmiştir.
Bu Sebeplerle meslek eğitiminin ve meslek etik kurallarının oluşturulması gerekmektedir. dolum ve bakım hizmeti firma yetkililerinin ya da atölye de çalışanların eğitimi dışında imalatçının ürettiği ürünlerle ilgili bayisine bayinin çalışanlarına verdiği insan kaynakları eğitim programı satış departmanın da eğitimi de hizmet kalitesini artırabilecek bir eğitim programıdır.
Son kullanıcının bilinçlendirilmesi ; Mesleki eğitim programı dışında hizmet veren sektör temsilcilerinin eğitimi kadar önemli olan diğer bir konu da tüketicinin yeterli bilgiye sahip olmasıdır. Dolayısıyla iş güvenliği alanında her iş yerinde iş güvenliği uzmanları ve ülkemizde yeni yeni tehlikeli madde danışmanlığı birimleri oluşturulmuştur .
Yangın güvenliği alanında da her yıl iş yerlerine düzenli olarak verilmesi gereken yangın güvenliği ve tatbikatı ülkemizde yine yeterince önemsenmeyen bir konudur. Bu alanda eğitim verecek olanlara yangın eğitim uzmanlığı adı altında verilen eğitimlerin çoğu da yeterli ve tatmin edici değildir.Bu alanda Eğitim verecek kişilerin eğitimi bile kağıt üzerinde kalan parayı verenin belgeyi aldığı eğitimlerdir.Oysa böylesine önemli bir konuda eğitim verecek kişilerin ciddi bir donanıma bilgiye sahip olması gerekmektedir.
Olaya yangın güvenliği eğitimi alması gerekenler yani iş yerinde çalışanlar ya da nihai tüketiciler kullanıcılar açısından baktığımızda iş yerleri bu eğitimleri ve iş güvenliğini gerektiği kadar önemsemediği için çok kısa formaliteden ibaret eğitimler verilmektedir. Hatta çalışanların çalışma saatlerinde değil de öğle saatlerine dinlenme yemek saatlerine sıkıştırılmış eğitimler verilmektedir. Daha da ötesi bu eğitime hem zaman hem maliyet olarak katlanmak istemedikleri için eğitim almadan belge talep edilmektedir. Dolayısıyla toplumda bu bilincin oluşması iyice zorlaşmaktadır. Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda Belçika‘da yangın güvenliği eğitimlerin 8 saat olduğunu , durumun ülkemizdeki var olan tabloyla karşılaştırılamayacak boyutta olması iş güvenliğine ve yangın güvenliğine verilen önemi özetleyen çok üzücü bir tablodur.
Her iş yerinde her kurumda iş güvenliği uzmanlığı tehlikeli madde danışmanlığı gibi yangın güvenliği eğitim uzmanlığının ya da yangın güvenliği danışma birimlerinin bulunması daha güvenli iş yerleri ve bilinçli tüketicilerin varlığı açısından gereklidir.