7’ den 70’e hepimizin elinden düşmeyen cep telefonlarının önü alınamaz akıllılığı adeta aklımızı aldı. Sohbeti bile cep telefonunda yapan gençler şarjın bitme riski ile tedirgin hale gelmekteler. Bir ekrana sığan sanal hayatlar. Yaşamı bir cep telefonuna sığdırmaya çalışan bir nesil var artık. Durakta, minibüste, yürürken, otururken, hatta araç sürerken bile elinde cep telefonu olanlar hayatın olağan manzarası oldu. Doğadan uzaklaşıldıkça, karşılıklı göz göze sohbetler olmadıkça, sokakta, parkta çocuklarımız arkadaşlarıyla oyun oynamadıkça çok ciddi problemlere gebeyiz maalesef. Uzmanlar istatistiğini çıkartmışlar ve ortalama 8 dakikada bir cep telefonu ekranına bakılıyormuş… Çok yazık. Evimizdeki evladımızı sabahtan akşama görmediğimiz zaman bile bu kadar hasret duyulmuyor maalesef….

                     Sosyal medya boyut değiştirerek hayatımızı biçimlendirmeye başladı. Bu biçimlendirme tehlikeli boyutlara ulaştı. Öyle ki tedavi edilmesi gereken bir nesil oluşuyor. Tablet, bilgisayar, cep telefonu derken bir uzvu haline gelen teknolojik unsurlar bağımlılık oluşturdu. İradesine hâkim olan sınırları çiziyor ama büyük çoğunluğu maalesef bağımlılık derecesine ulaşmış. Bir deneyin bakalım birkaç saatliğine elinden bırakabiliyor mu? O zaman sonucu göreceksiniz. Birkaç sene sonra daha da belirgin şekilde teknoloji bağımlılığının sağlıksız sonuçlarını göreceğiz. Gecesi ve gündüzü birbirine karışmış, uykusuz gecelerden sonra toplumdan kopmuş, içine kapanık, ben merkezli bir sanal dünya içinde gerçeklerden bihaber bir nesil… Anneler, babalar, eğitimciler, sosyologlar, psikologlar, toplum bilimciler… Herkesin bu gidişata bir noktada artık dur demeli. Akıllı teknolojiler nesillerimizin aklını almadan radikal çözümler üretilmeli. Zaman aleyhimize işliyor. Teknolojiyi gerektiği zaman kullanmak yerine teknolojinin yönlendirdiği bir girdabın içinden çocuklarımızı çekip kurtarmalıyız. Siz de gözlemleyin çevrenizi, ailenizi bakalım ne tespitlerde bulunacaksınız?

                 Doğaya çıkabilmenin, spor yapabilmenin, hayatı doya doya yaşayabilmenin önünde ciddi bir bağımlılık olan teknoloji bağımlılığı konusunda devletçe bir strateji geliştirilerek zarar en aza indirilmelidir. Daha fazla iletişim kuran, okuyan, hayatın içinde sağlıklı bir nesil hedefimiz olduğuna göre tüm zararları minimuma indirecek önlemler paketi üzerinde durularak toplumsal refleks vererek teknolojinin verdiği zararların önü alınmalıdır. Bu zarar inanın çok uzağımızda değil.

                  Ne yapılabilir derseniz uzmanlarımızı, yetkilileri davet ediyorum. Yapılacak çok iş var. Yerel yönetimlere de büyük görevler düşüyor. Özellikle gençlik merkezleri ile irtibatlaşarak gençlerimizi gerçek hayatın içine alıp sanal âlemden uzaklaştırma yolunda geç kalınmış değil.

                    Bir başka yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…